sayfalar

21 Mart 2013 Perşembe

Terrible two manifesto...


Oldukça uzun bir süre ara verdim farkındayım. Karma karışıktım, neden bu kadar karıştığımı da anlamadım. Annelik halleri diyelim, karışan kafalar çabuk bir şekilde çözülür ve toplanır.
Bu aralar sürekli yeni birşeyler oluyor hayatımızda, artık yet(iş)ememeye başladım ya da öyle zannediyorum.
En büyük yenilik evimiz. Taşındık… Yani henüz alışabilmiş sayılmayız yeni evimize ama aramızda hiç alışamadığını üzerine bastıra bastıra, kendini yerden yere çala çala, öfkelene pöfkelene, haykıra hönküre söyleyen dev sesli bir cüce yaşıyor.
Demek ki neymiş, tebdil-i mekanda ferahlık yokmuş. Var diyenler gelip bir de bizim mekanı ziyaret etsin derimJ
Taşınma sürecinde Funda Hanım’ın (Çekirdek junior’un yöneticisi) göndermiş olduğu makaleleri de hatmettim, aynen de uyguladım ve sürekli danışarak bu süreci idare ettim ama yine olmadı yine olmadı…
Umarım kendimi kandırmıyorumdur. Umarım bütün bu huysuzluklar, itirazlar, kendini yerden yere çalmalar, ev değişikliğinden kaynaklanıyordur. Yine umarım ki “terrible two” kapımızı çalmıyordur.

Cücemin “manifesto”su:

Herşeye itiraz edesim var annecim,
Kendimi kasa kasa, kaskatı kesilene kadar ağlayasım var,
Sana hep hayır diyesim var,
Herşeyi takıntı haline getiresim var.

...

Her akşam attaaa gidilecek arkadaş, her akşam markete, bakkala, pazara mutlaka uğranacak,
O mavi arabam park ettiğim yerden hiçbir şekilde kaldırılmayacak; kaldırılması gerekirse, olay mahali işaretlenip ben gelmeden önce arabam tekrar yerine yerleştirilecek,
Eve girerken kapımızın ziline ve apartmanın ışıklarına defalarca basmak istiyorum annecim, yorulup oflanmayacaksın,
Ben öfke nöbetine tutulmuş ağlarken, üzerimden atlayarak sofra kurmaya devam etmeyeceksin, ilgi alaka tam olacak ki keyfini çıkarabileyim,
Her akşam çubuk krakerim, bisküvim ve yarım litre sütüm hazır olacak. Sütümün yarısını atıştırmalıklarımla içeceğim, geri kalanıyla da biberon keyfi yapacağım…
Üzerimi giymeyeceğim,
Bezimi değiştirtmeyeceğim,
Ortalığı savaş alanına çevireceğim ve toplamayacağım, sen de elini süremezsin, toplamayacaksın anne,
Herşeyi fırlatacağım, kıracağım ve dökeceğim,
Akşam uyumak bilmeyeceğim, sabahın da erken saatinde hortlayacağım,
Yemeğini beğenmezsem o gün ağzıma lokma koymayacağım, ben beğenip yemezsem sen de yemeyeceksin,
Bana kitap okuyacaksın, aynı kitabı 75 bin defa ard arda... Her okuduğunda ben aynı soruları soracağım,
Bütün dolaplarımı boşaltacağım gık demeyeceksin,
Beni yalnız bırakıp tuvalete gitmeyeceksin, zira sana yapışık yaşamak istiyorum.

Ve

Ben bütün bunları yaparken sen sürekli bana gülümseyeceksin, sabırlı olacaksın,  zira beterin beteri vardır ve her an beterine dönüşebilirim.

Hee bir de beni ne kadar çok sevdiğini asla aklından çıkarmayacaksın,

Anlaştık mı anne?


Bu neyin kafası diyenlere:

Itır, emzik senin şerefine...


2 yorum:

  1. Hahahaha emzik ve roze!! Anca böyle şekerim..Kafalar tütsülü olunca teribıllar da daha kolay geçer! Şerefe!! ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyin şerefine içeceğimizi şaşırmış durumdayım resmen:)

      Sil