Ulaş anneannesi ve dedesini görmek, onların evine gitmek için
kendini paralayan bir cüceydi. “Oh bir dediğimi iki etmiyorlar, anneanne de
oyunbaz, hep buraya gelelim anne, eve gitmek istemiyorum” diyen gözlerle
bakardı. Hemen burada bir parantez açacağım bundan 2 ay önceydi bu
anlattıklarım. Ne olduysa artık gitmek istemiyor, anneanne ve dede geldiğinde
huzursuz oluyor, bana iyice yapışıyor. Bir türlü anlam veremedik ve nerede
yanlış yaptığımızı sorgulamaya başladık. Bir yerde yanlış yapmış olmalıydık ki
bu kadar severken birden sevmemeye başlasın. Biz düşünedururken, benim cücenin
ağzındaki bakla çıktı.
Okuldan çıktık, eve geldik, yemeğimizi yerken annemler
aradılar, torunlarını çok özlemişler gelmek istediler. Ben de bunu sevinçle
Ulaş’a söyledim. Yaşasın demesini beklerken, benim cüce “hayır delmesinler” dedi. Bir de anlamamış olabileceğim
düşüncesiyle, tekrarlayıp “istemiyooğum
delmesinler” diye yineledi. Çok bozuldum, en nihayetinde annemle babam…
Derin bir nefes aldım “Neden gelmesinler,
seni çok seviyorlar, özlemişler, oyunlar oynayacaksınız birlikte” diye
anlatmaya giriştim ve cücemden hiç beklemediğim ve cüce sıfatıyla pek
bağdaştıramadığım bir cevap aldım. “Delmesinler,
hasta ediyolaaa beni, Ulaş bir daha hasta olmasın” dedi. Ne diyeceğimi
bilemedim hık mık, kem küm, ııııı şey…
“Ulaşcım, anneanne ile
dede seni hasta etmiyor, sen hasta olunca onlar bakıyor sana ve seni
iyileştiriyorlar” dedim demesine ama ne kadarını anladığını kestiremiyorum.
Demek ki neymiş, her ayın 15 gününü hasta, bu 15 günün bir
haftasını ev istirahatinde geçiren bir cüce, onu bıraktığınız kişilere tepki geliştirebilirmiş.
Hala diyaloğun şaşkınlığı içindeyim ama bundan sonra sanırım hasta olduğunda
anneanne ve dedeyi bir süre görmemesi hepimiz açısından en hayırlısı…
Tüüüh bu kötü oldu işteJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder