sayfalar

25 Nisan 2013 Perşembe

Cücenin ağzındaki bakla…


Ulaş anneannesi ve dedesini görmek, onların evine gitmek için kendini paralayan bir cüceydi. “Oh bir dediğimi iki etmiyorlar, anneanne de oyunbaz, hep buraya gelelim anne, eve gitmek istemiyorum” diyen gözlerle bakardı. Hemen burada bir parantez açacağım bundan 2 ay önceydi bu anlattıklarım. Ne olduysa artık gitmek istemiyor, anneanne ve dede geldiğinde huzursuz oluyor, bana iyice yapışıyor. Bir türlü anlam veremedik ve nerede yanlış yaptığımızı sorgulamaya başladık. Bir yerde yanlış yapmış olmalıydık ki bu kadar severken birden sevmemeye başlasın. Biz düşünedururken, benim cücenin ağzındaki bakla çıktı.

Okuldan çıktık, eve geldik, yemeğimizi yerken annemler aradılar, torunlarını çok özlemişler gelmek istediler. Ben de bunu sevinçle Ulaş’a söyledim. Yaşasın demesini beklerken, benim cüce “hayır delmesinler” dedi. Bir de anlamamış olabileceğim düşüncesiyle, tekrarlayıp “istemiyooğum delmesinler” diye yineledi. Çok bozuldum, en nihayetinde annemle babam… Derin bir nefes aldım “Neden gelmesinler, seni çok seviyorlar, özlemişler, oyunlar oynayacaksınız birlikte” diye anlatmaya giriştim ve cücemden hiç beklemediğim ve cüce sıfatıyla pek bağdaştıramadığım bir cevap aldım. “Delmesinler, hasta ediyolaaa beni, Ulaş bir daha hasta olmasın” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim hık mık, kem küm, ııııı şey…
“Ulaşcım, anneanne ile dede seni hasta etmiyor, sen hasta olunca onlar bakıyor sana ve seni iyileştiriyorlar” dedim demesine ama ne kadarını anladığını kestiremiyorum.

Demek ki neymiş, her ayın 15 gününü hasta, bu 15 günün bir haftasını ev istirahatinde geçiren bir cüce, onu bıraktığınız kişilere tepki geliştirebilirmiş. Hala diyaloğun şaşkınlığı içindeyim ama bundan sonra sanırım hasta olduğunda anneanne ve dedeyi bir süre görmemesi hepimiz açısından en hayırlısı…

Tüüüh bu kötü oldu işteJ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder