Liseden bir arkadaşımın hamileliğini ilan etmesi ile birlikte
şimşekler çaktı ve damardan normal doğum aşılama seanslarına başlamalıyım
dedim.
Duygucum bu yazı senin için…
Her zaman başkalarını suçlamak kolaydır. Bizler de hemen
doktorlara atarız suçu. Tabi ki onlar da suçlu; ama biraz da iğneyi kendimize
batıralım diyorum.
“Doktorum izin vermiyor”
“Doktorum dedi ki……”
“normal doğuramaz mışım?”
gibi cümleler kurmaya başladıysanız, yavaş yavaş kendinize
normal doğum yapmak istemediğinizi, hatta normal doğumda kendinizi rahat
hissedemeyeceğinizi, endişelendiğinizi itiraf edinJ
Tabii bu sadece bizlerle ilgili bir durum değil. Bazen
doktorlar o kadar ikna edici oluyorlar ki ses çıkaramıyoruz. Çünkü doktor
değiliz ve bilmiyoruz, dolayısıyla uzman kişiye güvenmek zorunda kalıyoruz.
Evet, doktorumuza olan güven çok önemli, ama daha da
önemlisi kendimize güvenmemiz.
Cücem olacağını öğrendiğim ilk gün Ankara’da çok ünlü olan,
ismini vermek istemediğim bir doktora gittim. Ilk görüşmemizde sezeryandan
bahsetti, oysa benim o sözcüğü duymaya bile tahammülüm yoktu. Arkama bakmadan
kaçtım ve o doktoru son görüşüm oldu.
Dolayısıyla normal doğum yolunda atılacak ilk adım, ilk
görüşmenizde sezeryandan bahseden bir doktora çattıysanız arkanıza bakmadan
kaçınız.
Aradım taradım ve sonunda Aydan Asyalı Biri ile yoluma devam
etmeye karar verdim. Aydan Hanım benim şansımdı. Çok zor bir hamilelik
geçirmiyordum ama her kontrolde Aydan Hanım’ın yumuşacık yapısı ve beni sürekli
motive edişi bir sonraki kontrole kadar bana yetiyordu. Önemli olan da moral
değil mi?
Son 15 güne kadar Aydan Hanım’la doğum şeklini konuşmamıştık
ama bu konudaki takıntımı biliyordu.
Son kontroller sırasında “Tatlım kendin doğurmayacaksın adam
tutup başkasına doğurtmayı düşünüyorsun heralde, yeter artık bu kadar yeme”
dedi. Haklıydı da 30 kilo almıştımJ
Sefam olsun, anayım ben diye diye ekledim kiloları birbirine. Öyle ya hayatımda
vicdan azabı çekmeden yiyebileceğim başka bir dönem yoktu. Tarbzonlu ünlü bir
büyüğümüzün dediği gibi “yiyebiliyorken yemek lazım” dedim.
Ey okuyucu bu konuda kötü bir örneğim… yaptığımı değil,
dediğimi yapınJ
12 Nisan akşamı 6’da sancılarım başladı, öyle hafifti ki,
doğum sancısı olup olmadığından bile emin olamıyordum, tabi bu bir başlangıçJ Ama cücemi kucağıma
alacağım için öyle heyecanlıydım ki hiç
bir sancı bu heyecanın önüne geçemedi. Sabah 7’ye kadar evde bekledik,
heycandan ve sancıdan uyuyamadığım için eşimle birlikte komedi filmi izlemeye
karar verdik. Bağırarak değil, gülerek doğuracaktım. Öyle de oldu.
Sabahın 7’sinde hastanede Aydan Hanım’ın sıcacık
gülümsemesiyle karşılaştım. Elimi tuttu, çok güzel bir günün ve çok güzel bir
duygunun beni beklediğini söyledi ve Fatma Ebe ile Doktor Songül Hanım’ı
tanıştırdı benimle. Sancı sürecinde ve doğum anında Fatma Ebe ve Songül Hanım
hep yanımdaydı. Fatma Ebe’nin 2 yıldır yurt dışında olan oğlu gelmişti o gün,
ona kavuşmak için sabırsızlanıyordu ama yine de yanı başımdaydı. Kadındaki de
ne şans…Benim cüce doğmak bilmedi.
Saatler geçiyordu ama benim inatçı keçi illa zor geleceğim,
öyle kolay kolay bana sahip olamazsın diyordu. Suni sancı zamanı geldi çattı. Itiraf
etmem gerekirse buradan sonrası biraz zordu. Zordu zor olmasına da bir kere
olsun ağzımı açıp da bağırmadım. 31 saat olmuştu, uykusuzdum ve açtım;
dolayısıyla enerjimi bağırarak harcamak bana yersiz gibi geldi o anda. Şimdi
düşünüyorum da bu kadar mantıklı davranabildiysem, sancılar çok da kuvvetli
değildiJ
Ve o an geldi çattı. Doğum odasına girdim, yanı başımda
hayatımın sonuna kadar baş ucumda görmek istediğim eşim vardı. Gece yarısıydı
ve ortalık çok sessizdi .Mini mini bebekler o kadar güzel uyuyordu ki sessiz
sakin bir doğum yapıp hiç bir bebişi korkutmayacaktım.
Aydan Biri’yi gördüğüm anda, saç telimden ayak tırnaklarıma
kadar rahatladığımı hissettim. Aydan
Hanım müthiş bir doğum koçu. Başından sonuna kadar bütün süreci tek başına
yönetti. Yorgunluğuma ve açlığıma rağmen yapabileceğimi hissetmemin en büyük
nedenidir Aydan Biri motivasyonu. Nefesimi nasıl kullanmam gerektiğinin
uyarılarını yapan Aydan Hanım, 40 dakika boyunca “geliyor, geliyooor hadi
hayatım, geliyooooor” diye bağırdı, gelen bebeğin 2 metre olduğu ve eline
sığamayacağı konusunda Aydan Hanım’ı uyardığımı hatırlıyorum.
Ve beklenen 2 metrelik cücenin sonunda kafası çıktı, o anki
sabırsızlığımı ve hissettiklerimi anlatabilmem için yazım kabiliyetim yeterli
değil maalesef. Gözleri açıktı, “bir rahat vermediniz ki uyuyalım suyun içinde
rahat rahat” der gibi bakıyordu. Pediatri doktorumuz Gülcan Işık öncelikli
yapılması gerekenleri yaptı ve ten teması sağlayarak emmesi için giydirmeden
hemen benim kucağıma verdi ve ilk emzirmemi
gerçekleştirdim. Emzirirken de boş durmadım, bol bol kokladım, sevdim.
Bu güzel yaratık bizimdi. Eşim Sinan’ın o anki şaşkın bakışları gözümün önünden
hiç gitmiyor. Sonra bebişimi görücüye çıkarmak üzere giydirdiler. Öyle ya
sayemizde dışarıda izdiham vardı. Önce cücemi çıkardılar, sonra beni… Dışarı
çıktığımda karşılama komitesi gibi herkesi dizmişti Aydan Hanım ve beni
alkışlattı. Bu kadar utandığım; ama aynı zamanda da bu kadar grurlandığım başka
bir an hatırlamıyorum. Sancı odasındayken bebişleri kucaklarında yanıma gelen
taze anneler de meraktan uyuyamamışlar, hepsi bir bir yanıma geldi.
El ayak çekildikten sonra ben, cücem ve eşim başbaşa kaldık.
O yorgunluğun üzerine sabaha kadar deliksiz uyuyacağımı düşünmüştüm ama sabaha
kadar Ulaş’ı izledik ve bunun bizim olduğuna inandırmaya çalıştık kendimizi.
Bizim bir cücemiz vardı ve hayatla olan ilk mücadelesini o
gece vermişti, dünyaya gelmişti…
Doğumdan notlar:
1.
Sancı çekerken, doktorunuzdan gizli, çay içip el
altından bir şeyler yemeyiniz; yol, su, elektrik olarak size geri dönecektir.
2.
Içinizden bağırmak geliyorsa bağırın ama enerjinizi boşa harcamamanız tavsiyemdir.
3.
Doğum anını ve bebişinizle verdiğiniz bu
mücadeleyi hayatınız boyunca unutamayacağınızı unutmayınız.
4.
Imza dağıttığım zannedilmesin Fatma Ebe ve
Songül Hanım’a teşekkür notu yazıyordum.
5.
Hamileliğinizin ve doğum anının tadını çıkartın.
6.
Ya genetik olarak çok şanslıyım, ya da hakikaten
doğum sancısı vız gelir tırıs gider.
7.
Sonuncusu ve en önemlisi normal doğum çok güzel
bir duygu ve bir o kadar da doğal, ama anne kendini nasıl rahat hissediyorsa o
şekilde doğum yapması en hayırlısı kanımca…
Ulaş'a Allah sağlıklı, huzurlu, mutlu, uzun bir ömür versin.
YanıtlaSilBenim doktorumda Aydan Hanımdı ve ebe annemiz Fatma Ebe :) Ufak bir değişiklikle Songül Hanım yerine Ümit Bey vardı benim doğumumda. Gerçekten Ankara'daki en sağlam ekip
iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. sizin de cücenize sizinle birlikte sağlıklı ve mutlu bir ömür diliyorum. biz doktor ve doğum yönünden şanslıydık sanırım. Aydan Hanım'ın her anneyi normal doğuma konsantre etmesi ve bunu yumuşak yumuşak yapması inanılmaz gerçekten. ayrıca sorunlu geçen hamileliğim boyunca (kalçamı kırdım da) :) Aydan Hanım'ın anlayışlı ve şefkatli yaklaşımı beni çok rahatlatmıştı. bence de en sağlam ekip, şanslıydık...
YanıtlaSilKalçanı mı kırdın? Böyle bişey aklıma bile gelmezdi seni iki kere tebrik ediyorum normal doğumdan dolayı...
Sil